Merhabalar gazetemizin değerli okuyucuları, son zamanlarda sizlerden çok sayıda mesaj alıyorum. Mesajlarınızda neden piyasada bu kadar çok kralcı var diye soruyorsunuz. Aslında siz kralcı yerine başka bir kelime kullanıyorsunuz da, ben biraz daha gazetede yayınlanabilecek şekilde yazmak istiyorum. O yüzden kralcı kelimesini kullanıyorum…

Öncelikle şunu belirteyim, sizlerin bahsettiği kralcılar eski zamanlardan beri var. Var olmaya da devam edecek. Çünkü insanın varoluşundan itibaren güçlüler ve güçlülerin kanını emerek beslenen asalaklar var olmuştur. Benim kendi adıma konuşmam gerekirse, işim başımdan aşkın olduğu için sizin bahsettiğiniz kralcıları takip etmiyorum. İşim başımı aşmasaydı da takip etmezdim, çünkü ömrümün hiçbir döneminde bana bir şey katmayacak boş işlerle meşgul olmadım. Mesela, geceleri mahallede havlayan çok sayıda sokak köpeği var lakin hiç pencereden dışarı kafamı uzatıp bakmadım. Aldım kitabımı, açtım müziğimi, yaptım kahve mi keyfime baktım. Size de aynısını tavsiye ediyorum.

İnanın bana krallarda aslında kralcıların söylediklerine bakmıyor. Geçenlerde bir sohbet esnasında ismi lazım değil bir büyüğümüz kendisine yaranmak için sürekli övgü dolu yazılar yazan omurgasız insanlardan ne denli tiksindiğini anlattı mesela. İyi bir şey yapıyoruz sanarak sürekli kralların etrafında gezenler, krallara methiyeler düzenler, sürekli elleri böğürlerinde kafa yerde eğilenler duysaydı keşke kralların kendi haklarında düşündüklerini.

Ömürleri boyunca bir baltaya sap olamamış, kendini geliştirmek için bir şey yapmamış, bir kitabı sonuna kadar okumamış kişilerin kralcılık oynaması, iletişimi bilmediği için sağa sola sarması çok doğal bence. Onların tek bildiği bu ne yazık ki. Toplumda kendilerini kabul ettirecek bir meziyeti, zekâsı ya da icraatı olmayan insanlar başka ne yapabilir ki?

Kralcılar, ışığın etrafında dönüp duran pervane gibi aynı noktada dönmekten ne yazık ki başka hiçbir şey yapamıyor ve göremiyorlar. En çokta kendilerini göremiyorlar. Şöyle bir geriye çekilip kendilerine baksalar emin olun onlarda sizin onlardan nefret ettiğiniz gibi kendilerinden nefret eder, tiksinirler. Lakin ben o insanlardan nefret etmiyor, sadece acıyorum.. Sanırım mesajlarınızda sorduğunuz “neden bu kadar çok kralcı var” sorusunun cevabını aldınız… Özetle bunun cevabı, çünkü her saraya bir soytarı gerekli!

Ben yazımı üzerine düşünmekte fayda olacak birkaç atasözünü hatırlatarak sonlandırmak istiyorum…

Boş tenekeden çok ses çıkar…

Boş başak dik durur…

Başkalarının hayatını takip eden, kendi hayatına geç kalır…

Derya Özaba

Komşu Köyün Delisi