Bu seçim tüm gerçekleri gün yüzüne çıkarmak için anlaşmıştık okuyucularla, bir önceki yazım ufak bir fragman niteliği taşıyordu. Esas başlangıç ise şimdi! Yazı dizim boyunca anlatacaklarım en çokta 31 Mart yerel seçimlerinde başkanlığa oynayan adaylar için ibret niteliği taşıyor.
‘’Şehre İyi gelecek’’ sloganı ile seçim meydanlarına çıkan Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı adaylık sürecinde seçildiği takdirde yapacaklarını bir katalogda toplayan belki de ilk başkan adayıydı. Güler yüzü ve halka yakınlığı ile kısa zamanda seçmenin kalbine taht kuran başkan Yazgı seçilmesinin ardından da aynı güler yüzü ve saf kalbi ile oturdu başkanlık koltuğuna. Gidenlerin başkanın kapısını hep açık görmesi kalplerde kurduğu tahtı biraz daha yükseltti. Katalogda yer alan projelerin çalışmalarına başlayan Başkan Yazgı programlarda protokol sandalyelerini kaldıran ve programları halkın içinde ailesi ile birlikte izleyen ilk başkan sıfatını da kazanmıştı. Festivalleri ulusal boyuta taşıyan başkan, Aksaray isminin Nigde’nin gölgesinde kalmasının bir nebzede olsa önüne geçmeye başlamıştı. Buraya kadar her şey normal seyrinde giderken bir anda birileri bu güzel gidişattan rahatsız olmaya başladı. İşte film burada başladı!
Çiçeği burnunda halkla iç içe bir belediye başkanı, şehir için planları var ve bir şeyler yapmaya başladı. Özel bir araştırma firmasının yaptığı anketlerde halkın başkana olan sevgisi gün yüzüne çıkmaya başladı. Böyle olmamalıydı! Halk farkındalık yaşamaya başladıysa çıta yükselecek demekti. Önceki ve sonra ki dönemlerde başkanlık yapanlar yada yapacaklar için durum zorlaşacaktı. Birilerinin bu güzel gidişata dur demesi gerekli idi!
Peki, bu nasıl olacaktı sorusunun cevabı araştırılırken, araştıran siyasilerin aklına Aksaray’ın parayı bir hayli seven BAZI basın mensupları geldi. Bu basın mensuplarından bazılarının içinde bulunduğu cemiyet bu tip algı operasyonları yapmaya çokta yakın olmadığından işe Başkanı yıpratmak için kurulan tezgâhın içinde yer alacak basın mensuplarını bir cemiyet çatısı altında toplamakla başlamak gerekliydi. Kurunun yanında yaşta yandı ve bu cemiyete durumdan habersiz başka basın mensupları da dâhil oldu.
Sonra ne mi oldu? Sonrası bir sonra ki köşe yazımda, çünkü yapılanları anlatmak öyle bir köşe yazısına sığacak gibi değil!
Bir sonra ki yazı da gerçeklerin ikinci bölümünü sizlerle paylaşmak üzere diyerek, yapılanların siyasilere ibret olması gerektiğini, güvendikleri kişiler hakkında dikkatli olmaları gerektiğini de eklemek istiyorum!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Derya Özaba
BAŞKANI KİM İTİBARSIZLAŞTIRDI!
Basın Gerçekleri – Part 1
Bu seçim tüm gerçekleri gün yüzüne çıkarmak için anlaşmıştık okuyucularla, bir önceki yazım ufak bir fragman niteliği taşıyordu. Esas başlangıç ise şimdi! Yazı dizim boyunca anlatacaklarım en çokta 31 Mart yerel seçimlerinde başkanlığa oynayan adaylar için ibret niteliği taşıyor.
‘’Şehre İyi gelecek’’ sloganı ile seçim meydanlarına çıkan Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı adaylık sürecinde seçildiği takdirde yapacaklarını bir katalogda toplayan belki de ilk başkan adayıydı. Güler yüzü ve halka yakınlığı ile kısa zamanda seçmenin kalbine taht kuran başkan Yazgı seçilmesinin ardından da aynı güler yüzü ve saf kalbi ile oturdu başkanlık koltuğuna. Gidenlerin başkanın kapısını hep açık görmesi kalplerde kurduğu tahtı biraz daha yükseltti. Katalogda yer alan projelerin çalışmalarına başlayan Başkan Yazgı programlarda protokol sandalyelerini kaldıran ve programları halkın içinde ailesi ile birlikte izleyen ilk başkan sıfatını da kazanmıştı. Festivalleri ulusal boyuta taşıyan başkan, Aksaray isminin Nigde’nin gölgesinde kalmasının bir nebzede olsa önüne geçmeye başlamıştı. Buraya kadar her şey normal seyrinde giderken bir anda birileri bu güzel gidişattan rahatsız olmaya başladı. İşte film burada başladı!
Çiçeği burnunda halkla iç içe bir belediye başkanı, şehir için planları var ve bir şeyler yapmaya başladı. Özel bir araştırma firmasının yaptığı anketlerde halkın başkana olan sevgisi gün yüzüne çıkmaya başladı. Böyle olmamalıydı! Halk farkındalık yaşamaya başladıysa çıta yükselecek demekti. Önceki ve sonra ki dönemlerde başkanlık yapanlar yada yapacaklar için durum zorlaşacaktı. Birilerinin bu güzel gidişata dur demesi gerekli idi!
Peki, bu nasıl olacaktı sorusunun cevabı araştırılırken, araştıran siyasilerin aklına Aksaray’ın parayı bir hayli seven BAZI basın mensupları geldi. Bu basın mensuplarından bazılarının içinde bulunduğu cemiyet bu tip algı operasyonları yapmaya çokta yakın olmadığından işe Başkanı yıpratmak için kurulan tezgâhın içinde yer alacak basın mensuplarını bir cemiyet çatısı altında toplamakla başlamak gerekliydi. Kurunun yanında yaşta yandı ve bu cemiyete durumdan habersiz başka basın mensupları da dâhil oldu.
Sonra ne mi oldu? Sonrası bir sonra ki köşe yazımda, çünkü yapılanları anlatmak öyle bir köşe yazısına sığacak gibi değil!
Bir sonra ki yazı da gerçeklerin ikinci bölümünü sizlerle paylaşmak üzere diyerek, yapılanların siyasilere ibret olması gerektiğini, güvendikleri kişiler hakkında dikkatli olmaları gerektiğini de eklemek istiyorum!
Derya ÖZABA
Komşu Köyün Delisi